Sebebi ne olursa olsun şu memleketi karıştıran her kimse Allah belasını versin! Yok devletimiz ( ki sonundaki -imiz eki yakın zamandan beridir kullanılmaya başlanmıştır…) neden Rojava’ya girmiyor, oradaki masum insanların ölümüne nasıl göz yumulur gibi saçma sapan savunmalar ile memleketi tarumar eden kesime sesliyorum:
Devletimiz 200 binden fazla insanı kucaklamışken neyi dayanak göstererek, yada ne uğruna sokakları yakıp, yıkıyorlar gerçekten anlayamıyorum. Hadi onlar namusunu, vatanını koruyan polise, askere saldırma cüretini gösteren namussuz ve şerefsizler! Peki, ya onları destekleyenler ve savunanlar? Tutturmuşlar Türkiye IŞİD’i destekledi diye bir yalanı, arkasına saklanıp memleketi karıştırmaya çalışıyorlar. Hayırdır bu ne cüret?
IŞİD’din silahlarının nereden geldiğini biraz araştırma ile öğrenmek basit. Rus, Amerikan, Çin yapımı çoğu… Türk malı yok! Ele geçirdikleri yerlerde de mühimmatlara sahip olabiliyorlar. Bu kadar nankör olunmaz.
1.8 milyon Suriyeliyi zaten ülkemizde misafir ediyoruz. Eğer sokakları karıştırma sebebiniz Kobani ise 200 bin civarı da Kobanili sivili misafir ediyoruz. Eğer mesele gerçekten insanlıksa; bu millet sığınmacılara 4.5 milyar doları, boğazından kesip vermedi mi?
Hükümet neden PYD’yi Kobani’de korumuyor diyorlar. PYD’ yi diyorum çünkü Kobani’de yalnızca onlar kaldı. Biraz daha akıllı olanlar da yarım akıllarıyla Türkiye silah yardımı yapsın diyerek yedek vatanlarını müdafaa ediyorlar.
Ulan yazık günah be… Çözüm süreci ile biraz nefes almış Doğu ve Güneydoğu toprakları, ne uğruna tarumar ediliyor, size söyleyeyim. İngiltere kumandalı güçler, NATO üyesi olmamızı öne sürerek, Türkiye’yi IŞİD ve Esad’la karşı karşıya getirsin diye yakılıp yıkılıyor memleket. Bataklık haline getirdikleri topraklara batalım diye hepsi…
Peki biz enayi miyiz? Kobani’ye gir diyen ülkeler sözde hava saldırıları ile terkedilmiş tankları bombalarken neden biz piyadelerimiz ile girelim? Kandil’i Türkiye’ ye yığacaklarına gidip şerefleri ile verseler ya kurtuluş(!) savaşlarını. Savaşlarını diyorum çünkü Kobani düşerse, Türkiye de düşer misaline gelecek cümleleri telaffuz eden bir oluşumun suratına bile tükürmem. PKK’yı legalleştirip adeta Kürt halkının savunucusu haline de getirdiler ya, haram olsun!
Memleketimizin masum insanlar ile uğraşacaklarına, basma etek giyip kaçacaklarına, sınırda bizi içeri alın deyip ağlayacaklarına, kadınların ellerine silah vereceklerine, gidip orada erkek gibi savaşsalar ya! Olmaz, isteseler de yapamazlar. Çünkü uzaktan kumandalı başları-kıçları ayrı oynar bunların!
Yanlış anlaşılsın istemiyorum. Benim Kürtler ile bir problemim yok. Hiçbir zaman da olmadı. Sokakları yakıp yıkan bir kaç köpek yüzünden olmaz da!
Bunları yaşanan son olaylar sonucunda içim sızladığı için yazdım. Öylesine değil, bunları gerçekten dert ettiğim için yazdım. İnsanların kulaktan dolma bilgiler ile birbirlerinin gözlerine nasıl baktıklarını gördüğüm için yazdım.
O askerlere değen her taş, polislere sıkılan her kurşun, yakılan her dükkan, cadde, araba bizim… Yedikleri kabı yakanlar onlar. Allah rızası için dikkatli ve doğrunun yanında olun. Allah rızası için provokasyonlara gelmeyin.
Bizim için bu kelimeler klişe haline geldi biliyorum, içine sürüklendiğimiz mesele diğerlerinden gerçekten farklı. Şu an için memleketimin insanları da. Ancak bu çatı çökerse hepimiz altında kalırız. Kumandayı elinde tutanlar da göbeğini kaşıyarak izlerler. Biraz silkinip Kobani için değil, kendimiz için gerçek bir kurtuluş savaşı vermemizin zamanı gelmedi mi? Kürtlerin PKK’dan kurtuluşunun zamanı… Çözüm sürecini gerçek manada kafamızda başlatmamız gerekiyor. Yoksa en basit kışkırtmada bizim saf millet böyle inceldiği yerden ve birbirinden kopuyor. Vesselam.