Küllüğü yanımda getirmeyi unutmuşum. Masayı yakmamak adına sol elimi sigaraya adadım. Tek elimle yazıyorum ve gözüme sigara dumanı kaça kaça kırbaçlıyorum zihnimi bir şeyler karalaması için. Saçma sapan bir durumdayım. Böyle bir girizgah edebiyata tecavüz niteliği taşıdığı için rahatsızım herhalde. Ne önemi var ki?
Edebiyatı da, beni eksik bırakan diğer elime de…
Sigarayı dik bir şekilde dengeledikten sonra; her yazımda olduğu gibi, bu yazıma da gereken saygıyı göstermeye karar verdim. Anlayışın için teşekkür ederim yüce gönüllü izmarit…

Dedim ya küllüğü yanımda getirmeyi unutmuşum. Masada dik bir şekilde duran sigarayı seyrediyorum. Odadaki o boğucu ve oksijensiz auram sağ olsun, duman dos doğru yükseliyor kaybolana kadar. Arada bir nefesi burnumdan vermek yerine, sigaraya doğru üflemeye tercih ediyorum. Üflüyorum ki her şeyin yerinde oluşu fakat küllüğümün bu düzene baş kaldırı niteliğindeki yokluğunu ve dumanın içimi bayıltan o monotonluğunu kendi çapımda rahatsız edebileyim.
En sonunda dayanamayarak ve bir kaç oda kadar mesafeyi küçük adımlarla kat ettikten sonra ulaşıyorum ödülüme. Küllük olması gereken yerde. Son çırpınışlarında ki izmariti alarak söndürüyorum diğerlerinin üzerine. Anlayacağınız bir küllüğün yokluğuna yenildim. Paketten yeni bir sigara daha çıkarıp yakmadan sıkıştırıyorum küllüğün ayrılmış bölmesine. Severim alışkanlıkları kolaylaştıran küçük ayrıntıları. Adamın biri azmetmiş ve bulmuş sigarayı sabit tutacak bir araç…
Her şey hazır olduğuna göre diyor zihnim; bırak artık, azad et beni bu saçmalık akımından. Bak, artık küllüğünde var. İçmediğin zamanlar sigarayı elinde tutmak zorunda değilsin. Bütün dikkatini yazıya verebilirsin. Şanslıysan gözüne sigara dumanı bile kaçmaz. Elinden gelse gidip pencereyi de açacak bir iki molekül girsin diye şu yavru dimağa. Ama ben ucu bana dokunacak diye orada susturuyorum. Ben istediğim kadar saçma sapan şey yazarken o muhtemelen kendisine söve söve tecavüz edildiğini falan hissediyordur. Ben gene de, küllüğümün yokluğunun içimde ne gibi duygular uyandırdığını tasvir etmeye devam edeceğim:)
Nerede lan saygı!
(Ses yok biraz, bir iki cümle dökülüyor bu sırada.)
Nerede özen!
(Biraz daha söyleniyor zihnim bu arada.)
Bütün o çırpınışlarına sessiz kalmaya el vermiyor yüreğim ve zihnimi tekrar o yabani doğasında azad ediyorum zincirlerinden…
Kontrolü ele alan zihnim duruşumu değiştiriyor. Sigara bir kaç nefes ekstra çaba ile ateşi seyredilerek yakılıyor ve küllüğe ters bir bakış…
İki elimde hararetle dokunmaya başlıyor tuşlara bir iki cümle öncesinin telafisi için. Arada bir nefes sigarayı da ihmal etmiyorum. Kontrolsüz nefes alış-verişlerimden kaynaklanıyor olacak ki anlamsız kavislerle dağılıyor dumanı odaya…
Bir anda bütün ayrıntılar uzaklaşıyor ve anlama itekleniyorum kulaçları sayesinde zihnimin. Anlam deryasında, hatta tam ortasında buluyorum kendimi. Başta küçük ama seçebildiğim ayrıntılar, tamamı ile kayboluyor gözden. Bütün o fetişist uğraşlarıma cevap olarak, nerede olduğumu bilemediğim bir yerde yoruluyor intikamcı zihnim.
Çaresiz şekilde beklerken atlarsam boğulacağım sularda. İmdadıma yetişiyor sıkıştığı yerden sigara ve dumanı gözüme kaçıyor. Fırsat bu fırsat noktalıyorum kaçtığım yerden, vesselam.