2 min read
[youtube=https://www.youtube.com/watch?v=Id8ppyOiBQk&w=320&h=266]Zihnimde bir karanlıkla uyandım gündüze. Ciğerlerime batıyor aldıkça nefesi. Sigaranın yarısını, bir günün gecesini bitirebildim. Aklımın medcezirleri ile aşındı yüreğim. Zihnim çekildiği sıra dolma yüreğime…
Yükseldiğinde, nefessiz bırakıyor ikimizi. İzin verme çarpıp çekilmesine. Yalnızım ve cesetlerle dolsun istemiyorum derinliğim. Garip bir damlada bulma kendini. Yüreğimle birlikte aşınıyorsun. Aşındığın zaman karışıyorsun. Karıştığın yerde bulma kendini…
Sanma çarpacak bir kıyıya ihtiyacım olmadığını. Bulduğum yerde senden taşamayacağımı. Nerede olduğunu, nasıl hissettiğini bilmiyorum. Neredesin ve nasılsın diye sormayacağım. Dedim ya, artık bir sigarayı bile bitiremiyorum…
Yazamıyorum artık. Cümleler üzerime üzerime geliyor! Kusursuz olmasını istediğim hiçbir şeyi başaramıyorum. Ne suyum, ne de ateş. Tutuşmaya mecalim yok. Alevlendiğim yerde söndür beni. İçemediğim sigaranın, yaşayamadığım gündüzlerin hüznünü taşıyorum. Bulduğun yerde bırak beni…
Cümle düzenlerinin, girişlerin, gelişmelerin ve sonuçların önemi yok. Yalan söyledim. Süslenmesine de gerek yok cümlelerin. Ne yazarsam yazayım görebileceğini biliyorum arkasını. Seni dememe, gerek yok. Yazmama gerek yok; tanıyorsun beni. Dilin önemi yok…
Kendilerini tek bir telde bulmaya o kadar adapte olmuşlar ki… Bir çoğunun kimliği için, bir iki kelime yeterli oluyor. Tek pencereden izlememek gerekiyor bazen. Baktığın pencereyi açmak ve kendini baktığın yerden aşağı bırakmak gerekiyor. Ben ancak o zaman, gerçekten yaşadığımı hissedebiliyorum.
Bazen başını sonuna, ortasını hiçe katıp öyle yazıyorum. Yalnızca yazmak istiyorum. Yazamamak. Kaldığım yerden hiç bir zaman devam edemeyeceğimin bilinciyle satırları yokluğa ulaştırmak için yazıyorum. Sevdiğim için değil, mecburiyetten. Tek terapim satırlar ve ulaşmak istediğim nokta hiç. Kaygan zeminde düşe kalka ilerlerken susuyor insan. Dertler konuşuyor. Bazen mutluluk, çoğunlukla tütün konuşuyor.
Belki herkes haklıdır. Herkes haklıdır ve ben bilinçsizce onları kendi yanlışıma çekiyorumdur. Avuçlarım tütün koktukça sürecek gibi. Sürdükçe tükenecek gibiyim. Sigarayı bırakacak biri değilim.
Mükemmel, düşündüğün gibi değil. Kusur istediğimiz için var. Her cümlenin miladı bir nefes sigaraydı. Mutluluk istedim ve tanımı için hiç başarılı biri değilim, olmadım, olamadım…
Yazıp, taslak halinde bir kenarda unutmuşum. Neden, nasıl bir piskoloji ile yazdığımı da hatırlamıyorum. Düzeltmeye kıyamadım…